31 Mart 2009 Salı

Çektiğim Kedi Fotoğrafları...



























HERKES İÇİN BİRAZ MUTLULUK...

Jerry, çevresindekilerin çok sevdiği insanlardan biriydi. Keyfi her zaman yerindeydi. Her zaman söyleyecek olumlubir şey bulurdu. Hatta bazen etrafındakileri çıldırtırdı bile.Bu adam, bu halde bile nasıl iyimser olabiliyor? Birisi nasıl olduğunu sorsa; “Bomba gibiyim” diye yanıt verirdi hep.. “Bomba gibiyim.” Jerry bir doğal motivasyoncuydu...Yanında çalışanlardan biri, o gün, kötü bir günündeyse,Jerry yanına koşar, duruma nasıl olumlu bakılacağını anlatırdı.Bu tarzı fena halde düşündürüyordu beni... Bir gün Jerry’ye gittim. Anlayamıyorum dedim.. Nasıl olur da, her zaman,her koşulda bu kadar olumlu bir insan olabiliyorsun... Nasıl başarıyorsun bunu?Her sabah kalktığımda kendi kendime Jerry bugün iki seçimin var: Havan ya iyi olacak, ya kötü.. derim. Havamın iyi olmasını seçerim. Kötü bir şey olduğunda gene ikiseçimim var: Kurban olmak, ya da ders almak.Ben başıma gelen kötü şeylerden ders almayı seçerim.Birisi bana bir şeyden şikayete geldiğinde, gene iki seçimim var..Şikayetini kabul etmek ya da ona hayatın olumlu yanlarını göstermek. Ben hayatın olumlu yanlarını seçerim.Yok yahu, diye protesto ettim. Bu kadar kolay yani?Evet.. Kolay dedi Jerry.. Hayat seçimlerden ibarettir. Her durumda bir seçim vardır. Sen her durumda nasıl davranacağını seçersin. Sen insanların senin tavrından nasıl etkileneceklerini seçersin. Sen havanın, tavrının iyi ya da kötü olmasını seçersin... Yani sen, hayatını nasıl yaşayacağını seçersin!..Jerry’nin sözleri beni oldukça etkiledi. Onu, uzun yıllargörmedim. Ama, hayatımdaki talihsiz olaylara dövünmek yerine, seçim yapmayı tercih ettiğimde hep onu hatırladım.Yıllar sonra, Jerry’nin başına çok tatsız bir şey geldi. Soyguniçin gelen hırsızlar, paniğe kapılıp, Jerry’yi delik deşik etmişler...Ameliyatı 18 saat sürmüş, haftalarca yoğun bakımda kalmış.Taburcu edildiğinde, kurşunların bazıları hala vücudundaymış.Ben onu, olaydan altı ay sonra gördüm. Nasılsın? diye sorduğumda, Bomba gibiyim dedi Bomba gibi. Olay sırasında neler hissettin Jerry dedim. Yerde yatarken, iki seçimim var diye düşündüm..Ya yaşamayı seçecektim, ya ölümü.. Ben yaşamayı seçtim.Korkmadın mı, şuurunu kaybetmedin mi !.. Ambülansla gelen sağlık görevlileri harika insanlardı.Bana hep İyileşeceksin merak etme dediler.Ama acil servisin koridorlarında sedyemi hızla sürerlerken, doktorların ve hemşirelerin yüzündeki ifadeyi görünce ilk defa korktum.Bu gözlerbana; Bana adam ölmüş diyordu. Bir şeyler yapmazsam,biraz sonra ölü bir adam olacaktım gerçekten..Ne yaptın? diye merakla sordum.. Kocaman bir hemşire yanıma yaklaştı ve bağırarak herhangi bir şeye alerjim olup olmadığını sordu..Evet diye yanıt verdim.. Var.. Doktorlar ve hemşireler merakla sustular.. Derin bir nefes alarak kendimi toparladım ve bağırdım: Benim kurşunlara alerjim var !..Doktorlar ve hemşireler gülmeye başladılar. Tekrar bağırdım..Ben yaşamayı seçtim. Beni bir canlı gibi ameliyat edin.Otopsi yapar gibi değil.. Jerry, sadece doktorların büyük ustalıkları sayesinde değil, kendi olumlu tavrının büyük katkısı ile yaşadı. Yaşaması bana yeni ders oldu.Hergün, hayatımızı dolu dolu yaşamayı seçme şansımızve hakkımız olduğunu ondan öğrendim..Ve her şeyin kendi seçimimize bağlı olduğunu..Bu yazıyı okudunuz. Şimdi iki seçiminiz var:1. Unutup gitmek. 2. Kesip saklamak, fotokopisini çıkarıp, dostlarınıza dağıtmak.. Ben, ikincisini seçip bunu sizlerle paylaşmayı tercih ettim.Francie Baltazar-Schartz



30 Mart 2009 Pazartesi

Düşünmek iyi gelir bazen.Bol bol düşünelim bugün...Hem iyiyi,hem kötüyü,hatalarımızı sorguluyalım,mutluluklarımızı düşünelim,önümüzde duran güzellikleri,kısacası herşeyi...
Bol düşünceli haftalar dilerim...

ATIK ÇALIŞMASI...

Atıklarla kalemlik yaptık.Malzemeler;Sıvı sabun şişesi,süt kapağı şişesi,ip,kumaş,şapka için tuvalet kağıdı rulosu kullandık.Siz de yapın.Atıkları değerlendirin.:))
Diktiğim papatya tutmuş.Çok sevindim.Tomurcukları bile var.Yaşasın:)))

29 Mart 2009 Pazar

O minik ellerin keşif peşinde,keyfin yerinde...
Ne istediğini nasıl elde edeceğini çözmüş durumdasın bitanem...
Özgüvenin pekişmesi için tüm desteğim seninle...
Artık koruyucu anne olmıycam...
Keşif yolculuğun sırasında birkaç sıyrık olsa bile...
Kendini mutlu etmeyi başarmanı zevkle izliycem...

Bugün çocukluk arkadaşım,kankim Nur'la buluştuk.Gezdik,yemekler yedik,kahveler içtik.Anılarımızı tazeledik bugün.Harikaydı...
Anıl paşası yanımda yoktu.Nerde çocuk varsa gözüm onlara takılı kaldı.Annelik kimliği üzerime o kadar yapışmış ki aklımdan çıkmadı...

28 Mart 2009 Cumartesi


''Gözlerde yaş yoksa, ruh gökkuşağına sahip olamaz...''(KIZILDERİLİ ATASÖZÜ)
Ruhunuzla yakalayabileceğiniz gökkuşaklı hafta sonları dilerim.Sevgiler:))

Ablamın atölyesini taşıdık dün.Çok yorulduk.Ama yorulmamıza değdi doğrusu.Burası eski atölyesinden çok daha büyük bir yer.Deniz manzarası,günbatımı,vapurlar,gemiler süper:)))

26 Mart 2009 Perşembe

Hiç tanışmadan da birbirimizi sevebiliriz,yakın hissedebiliriz,kendimizden birşeyler bulabiliriz.Blog dostlarım iyi ki varsınız,ben sizi çok seviyorum....:))

FIRINDA TAHİN HELVA...


Tarif canım dostum Smilenadan...Çok lezzetli oldu.Deneyin derim.:))

25 Mart 2009 Çarşamba

Hayatımızın her döneminde birşeyler öğreniyoruz aslında...Öğrendiğimiz şey iyi de olabilir kötü de.İyi olduğu zaman seviniyoruz.Kötü olduğu zaman üzülüyoruz...Denediğimiz ve öğrendiğimiz sürece gelişiriz:))
Dün geceden...İlham perileri geldi de...
Kraliçenin soytarısı kitabını okumaya başladım.Akıcı gibi.Merakla diğer sayfaya geçiyorum.
Konusu;Boleyn Kızı’nı, bir kralın aşkı için birbiriyle savaşan iki kızkardeşin gerçek masalını çok sevmiştiniz. Kraliçenin Soytarısı’ında ise ‘bakire’ Elizabeth’in kraliçe olma ihtirası ve bu yolda ‘kanlı’ Mary’ ile giriştiği entrika savaşı sizi tamamen ele geçirecek. Tüm bu hanedan mücadelesinin ise tek bir tanığı var. Engizisyondan kaçan Yahudi bir genç kız.Mary’nin sarayındaki soytarı. Bir casus.

24 Mart 2009 Salı


- Anne,ben yakışıklımıyım?...
- Evet oğlum çok yakışıklısın...
-Anne,saçlarımı ıslatayım mı?...
- Neden oğlum?
- Daha yakışıklı oluyommm:)
Tarak ve ayna elinde,parfümler cepte...
Biz bu muhabbetlere erken başladık galiba.Korkuyorum ben...
Pek yakında bir kız arkadaş bulup getirmesin.
Ne,hı,ay,üf,püf...Ateş bastı beni...
''Öfkelenmek kolaydır.Ama doğru insana,doğru zamanda,doğru sebeple öfkelenmek kolay değildir.''(Aristo)

ÖNERİ...




Anıla bu kitabı yeni aldım.Koza yayınlarından çıkmış.Boyama,bulmaca,oyun,stickerlar var.Tavsiye ederim.Eğlenceli,eğitici bir kitap.

23 Mart 2009 Pazartesi

Bu güzel Aile tablosunu sizinle de paylaşmak istedim.Soldan sağa;Annem,Rahmetli dedem,ananem,küçük teyzem,küçük dayım,büyük teyzem,büyük dayım...
Dün Ananemin ölüm yıldönümüydü.Mevlid okuması vardı.Bütün aile biraraya geldik.Bol bol dualar okuduk.Andık.Nur içinde yat,Ananeciğim seni çok ama çok özledim:((
Cuma&cumartesi günümüz renkli,komik,güzel,eğlenceli,bol muhabbetli,coşkulu geçti.Dostum Nur bendeydi.Çok teşekkürler Nurum:))İyi ki varsın:))


''Ölümün bizi nerede beklediği belli değil, iyisimi biz onu her yerde bekleyelim...'' (MONTAIGNE)

21 Mart 2009 Cumartesi

LAKAP MİM'i...

Smilena beni mimlemiş.Konu lakaplarımız...Yukarıdaki gibi benim lakaplarım:))
Ben de can dostum Purplelife ve Pırıltılı cadı'yı mimliyorum...

MUTLU EDEN POSTA...

Bugün bizi mutlu eden postamız taaaa Bursa'dan geldi...Çok incesin Smilenam,zahmetler etmişsin.Çok sağol.Hepsini çok beğendik.Anıl da bayıldı.Elinden bırakmıyor:))Sevgiler:))

ELMA DİLİMLİ PATATES...

Patatesleri yıkayıp,fırçaladım.Kabuklarını soymadım.Elma dilimi şeklinde doğradım.Ayrı bir yerde bir miktar yağı,tuzu,karabiberi,kekiği,kırmızı biberi,sarımsağı koyup,karıştırdım.Bu karışımı patateslerin üzerine döküp,karıştırdım.200 derecede 1 saate yakın pişirdim.Afiyet olsun:))

ÇORAPTAN OYUNCAĞA...





Anılın külotlu çorabından bunları yaptık.Tavsiye edilir...Stres atıcı,eğlendirici bir faaliyet:))

''Yaşamı anlamaya başladığın andır durabilmek ayak üstünde... Sorun bu zaten ... Başkasıyla olmak, başkasının olmak değil. Kendi başına başkasıyla, başkasıyla kendin olmak... (?)''

20 Mart 2009 Cuma



















Dış dünyayı merak başladı.Her an kaçma faaliyeti olabilir...


YENİ BİR MİM:)))FOTOĞRAF MİM'İ...

Mimlendim...Güzel,aşık,berrak bir anne beni mimleyen;Aşk meleği...
Mim sadece bir fotoğraftan ve onunla ilgili yazıdan oluşuyor...
Kavrucu bir ağustos sıcağında...
Çeşme dalyan'da...
O minicik ayaklar sırıl sıklam olmuş durumda...
Kumdan kaleler,kovalar,kürekler...
Mısırcı amca,karadutlu dondurma...
Deniz kabuğu,güneş kremi...Sımsıcak kum...
Denizin sonsuz maviliği,berraklığı...
Damağımız da...
Ben de arkadaşlarım Smilenayı ve Aşkınay'ı mimliyorum....Kabul ederlerse tabi ki...

GÜNÜN OLUMLAMASI...

Ben kendimi sevgi ile ifade ediyorum.Sözlerim sevgi dolu ve olumlu aynı düşüncelerim gibi...
Sevginizi rahat ifade edebileceğiniz hafta sonları dilerim.Sevgilerimle:))
AİTEP Seminerlerinde öğrendiğim teknikleri paylaşmak istiyorum;
Davranışlarımızı çocuklarımıza kabul ettirebilmenin yolu;

* Neler hissettiğimiz hakkında açık ve samimi olarak konuşmalıyız.

* Bunları hissetmemize sebep olan davranışımızı tarif etmeliyiz.

* Ne olmasından memnun olacağımızı söylemeliyiz.

Ben bir haftadır uyguluyorum.Gayet olumluyuz.Tavsiye ederim.Deneyin.Süper...

FIRINDA TAVUKLU PATATES...

Soğanı ve ince doğranmış biberleri tepsiye dizip,üzerine patates dilimlerini ve bagetleri diziyorum.Üzerine domates dilimleri,sarımsak,tuz,defne yaprağı koyuyorum.Üzerini hafif geçicek kadar salçalı su koyuyorum.200 derecede bir saate yakın pişiriyorum.Afiyet olsun:))

19 Mart 2009 Perşembe

BİR ÖNERİ...

Kullanmadığım plastik bardağı kot kumaşımla kaplayıp süsledim.Kalemlerimi,fırçalarımı koydum.Siz de yapabilirsiniz....




Sabah yürüyüşü için sahile indik.Hava serindi ve açıktı.1 saat önce kar attı.Şimdiyse hava kapalı...:(
Mart ayı bu sene kapıdan baktırdı...Mevsimler çok değişken oldu.Ne giyeceğimi bilemez oldum:(